14 Kasım 2014 Cuma

Eurocup’ta ilk yarı – genel değerlendirme

Eurocup’ta ilk beşer maçı geçtik, geçen yıla nazaran takım sayısının azaltılması turnuvanın kalitesini arttırmış duruyor; sırasıyla grupları, takımları ve yıldızlaşan oyuncuları değerlendirelim…


1.            GRUPLAR


A Grubu: Eurocup’ın en zorlu grubu oldu diyebiliriz, Strasbourg ilk dört maçında geriden gelerek kazandı, son maçında ise Paris’ten fark yedi… Alman temsilcileri Brose ve Bonn 3’er galibiyetteler, Brose deplasmandaki iki maçı da sadece üç sayı farkla kaybetti, iç sahada ise üç maçta da 80’in üstüne çıktı ve rakiplerine ortalama 23 sayı fark attı. Trinchieri’nin koçluğundaki  genç kadrosuna son olarak Shipp’i ekleyen Brose turnuvanın ilerleyen aşamalarında tehlikeli bir rakip olmaya aday… Bonn ise gruptaki ilk iki maçında kaybettikten sonra son üç maçını tek pozisyonluk farklarla kazanmayı başardı. Tüm maçlarını yüksek tempoda oynayan Bonn gruptaki maçlara heyecan katıyor…  Paris ve Zaragoza 2’şer galibiyetteler, Zaragoza kadro potansiyeline rağmen başarılı olamadı, deplasmandaki üç maçta da iyi savunma yapamayan Zaragoza’nın ikinci yarıda fikstür avantajı var… Paris Green-Schilb-Ford gibi önemli tecrübeli oyunculara sahip, Strasbourg’a fark atarak güçlerini gösterdiler ama hedef maçlarını kazanmalılar… Grubun dibinde Reggio Emilia yer alıyor, Reggio ilk maçında Brose’yi yendi ama son dört maçını kaybetti,  sakatlık sorunları takımı dar rotasyonla oynamaya mecbur kıldı ve bu zorlu grupta turu zorlamaları epey düşük bir ihtimal gibi duruyor…



B Grubu: Grubun zirvesinde Batı Konferansı’nın tek namağlup takımı olan Gran Canaria bulunuyor. Tecrübeli koç Garcia Reneses’in yönetiminde müthiş bir takım oyunu oynuyorlar ve üçü deplasmanda olmak üzere tüm maçları kazandılar… Dijon 4 galibiyetle ikincilik için en büyük favori, maçlarının tamamı ufak farklarla bitti, genç gard Walker takımın en büyük silahı… 2’şer galibiyetteki takımlar Asvel ve Telenet Oostend. Euroleague Elemeleri’nde elenen iki takım arasındaki maçta Oostend Belçika’da kazandı, Oostend geçtiğimiz yılki kadar güçlü değil, Asvel’in daha derinlikli bir kadrosu var, grubu Oostend’in üstünde bitireceklerine inanıyorum… 1’er galibiyetli takımlar Artland ve Cantu. Artland’ın tüm maçları 10 sayının içinde bitti, altı Amerikalı kadroları var; Cantu ilk dört maçını kaybettikten sonra Oostend’i yendi, geçtiğimiz yıllara nazaran zayıf bir kadroları var, ikinci devrede en fazla 2 galibiyet alabileceklerini düşünüyorum…



C Grubu: Grupta 4’er galibiyetli iki takım var; müthiş bireysel yıldızlara sahip olan Virtus Roma  tek mağlubiyetini Nymburk deplasmanında üç uzatma sonunda aldı; evinde aldığı üç galibiyeti de zorlanarak aldılar, takımın yüksek skor potansiyeli var… Grubun 4 galibiyetli diğer takımı Nancy, Roma deplasmanındaki yenilgi dışında rakiplerini 70 sayının üstüne çıkarmadı, Adams&Falker takımın en fazla öne çıkan isimleri… 3 galibiyet alan tek takım CEZ Nymburk oldu, Çek Cumhuriyeti’nin tartışmasız en iyi takımı olan CEZ Washington-Welsch-Rancik önderliğinde fikstür avantajını da kullanarak gruptan çıkmaya aday… Sevilla son üç maçını kaybetti, son iki maçta çok az sayı kaydetti, Pullen sorunu nedeniyle geriye düştüler ve ikinci yarıda da tutunmalarını beklemiyorum… 1’er galibiyetli takımlar EWE Baskets ve Spirou Charleroi, Batı’nın en zayıf kadrolarından birine sahip olan Spirou’nun grubu dipte bitireceğini sanıyorum, ikinci devrede saha avantajına sahip olan EWE Baskets ise sürpriz yapabilir, üç favoriyi Almanya’da ağırlayacaklar ve kaybettikleri dört maçı da tek haneli farklarla kaybettiler, Ware transferi sonrası toparlanan EWE Sevilla ve Spirou’nun üstünde bitirmeye aday…


D Grubu: Bu grupta son maçta biraz tablo değişti ve ikinci devreye heyecan taşındı; Beşiktaş Integral Forex ve Union Olimpija 4’er galibiyetle zirvedeler, Zenit’e yenilen Khimki ise 3 galibiyette kalarak hayal kırıklığı yarattı. İlk maçında Olimpija’ya kaybeden Beşiktaş Holland transferi ve Lofton’ın düzelmesiyle çıkışa geçti; Riga maçı dışında rahat maçlar kazanamadılar ama 4 galibiyete ulaşmayı başardılar… Union Olimpija dört galibiyet alarak önemli bir avantaj elde etti, gruptaki zayıf takımlar karşısında favori olacaklar ama Zenit deplasmanında alacakları muhtemel yenilgi onları zor bir duruma sokabilir, Begic’in transferi durumunda işleri güçleşecektir… Euroleague seviyesinde bir kadroya sahip olan ve sistemi de belli olan Khimki buna rağmen istediği sonuçları alamadı, Beşiktaş ve Zenit deplasmanındaki yenilgiler takımı geride bıraktı ama ikinci devrede saha avantajına da sahip olacak Khimki’nin 5/5 yapması sürpriz olmaz… Zenit iki galibiyetle geriden geliyor, Hodge-Borovnjak’ın takıma uyumlarıyla vites yükselten Zenit son maçlarda Olimpija’yı yakalayabilir… Son sıradaki Riga-Olaj’dan ise bahsetmeye gerek yok…



E Grubu: Bu grupta Rytas ve Banvit 4’er galibiyetteler, Rytas Banvit’i farklı geçerek liderlik yolunda avantajlı, tek mağlubiyetlerini ise Asesoft deplasmanında çok ağır bir yenilgiyle aldılar. Genel olarak kısa bir takım olan Rytas takım liderliğini Litvanyalı oyunculara vermiş durumda ve gençler Juskevicius-Orelik takıma çok iyi liderlik ediyorlar… Banvit kazandığı dört maçta da iyi savunma yaptı ve ikinci yarılarda fark yarattı, bunun en büyük sebebi de koç Zoran Lukic. Sezon başında  yabancılar arasındaki rol değişimini iyi yapan Lukic genç oyuncuları da iyi kullanıyor, ilk yarılarda takım geriye düşse de oyunu mükemmel okuyor ve ikinci yarılarda gereken değişiklikleri yapıyor… Asesoft Ploiesti 3 galibiyette, geçtiğimiz yıla nazaran daha iyi bir kadro kuran Asesoft iç saha maçlarında çok rahat oynuyor, deplasmanlarda tempoyu düşürmeye çalışmaları maç sonlarında pahalıya patlıyor, fikstür avantajıyla gruptan çıkmaya yakınlar… Krasny Bauermann’in göreve gelmesinden sonra daha derli-toplu bir görüntü içinde, 2 galibiyetle kapattılar ama ikinci yarıda yukarıdaki güçlü takımları yakalamaları zor… Hapoel Jerusalem büyük hayal kırıklığı yarattı, çok derinlikli kadrolarına rağmen sadece 1 galibiyette kaldılar, üstelik ikinci yarıda fikstür dezavantajları da var, kaybettikleri dört maçın ikisini tek pozisyonla kaybettiler, işleri çok zor ama bir ihtimal Ploiesti’yi yakalayabilirler… Partizan ise kadrosunu geç oluşturdu, aslında potansiyelli bir kadro var ama Mirosavljevic’in sakatlığı ve Macvan’ın takıma geç katılması nedeniyle takım ilk dört maçını kaybederek çok geride kaldı…



F Grubu: Lokomotiv Kuban da beş galibiyetle Doğu’nun namağlup takımı oldu, Delaney’nin de sakatlanmasına rağmen zayıf rakiplerini rahat geçtiler; tüm maçlarını çift haneli farklarla kazanan Kuban turnuvanın sonuna kadar gidebilecek bir kaliteye sahip… PAOK sürpriz yaparak 4 galibiyetle ikinciliğe çıktı, Kuban deplasmanında çok ağır bir yenilgi almalarına rağmen diğer maçları kazanmayı başardılar, ilk kez ikinci tura çıkmaya yakınlar… Pınar Karşıyaka Strawberry sorunu nedeniyle istediği ritmi yakalayamadı, Buducnost-Ventspils deplasmanlarında kazanarak gruptan çıkma yolunda avantaj sağladılar… Ventspils 2, Buducnost 1 galibiyetteler, yukarıdakileri yakalamaları neredeyse imkansız… Stelmet Gora ise Eurocup’ta ilk beş maç sonunda galip gelemeyen tek takım oldu, çok kötü bir kadroları yok ama takım bütünlüğü içinde oynamıyorlar, maç başına ortalama 15 sayı fark yiyorlar.



2.       EN İYİ TAKIMLAR



5- Beşiktaş IF: Son dört maçını kazanan Beşiktaş; Lofton-Broekhoff-Jajuan önderliğinde başarılı bir takım, Engin Atsür’ün önemli katkısı, Holland’ın özellikle Khimki maçındaki üstün performansı ve Hilton’ın top kayıplarını azaltamasa da ‘görev adamı’ olması kadronun eksiklerini kapatıyor.


4- Strasbourg: İlk dört maçını kazanan Strasbourg oldukça tecrübeli bir kadroya sahip; başarılı koç Vincent Collet’nin takımı Diot-Campbell-Leloup-Howard-Traore beşine sahip, Dobbins-Toupane-Lacombe-Dragicevic kenardan gelip katkı yapan isimler. İlk dört maçını da ikinci yarı performanslarıyla kazanan Strasbourg iyi bir savunma takımı görünümünde, takımın en etkili oyuncuları pota altındaki Howard-Traore ikilisi.


3- Gran Canaria: Beş maçını da kazanan Canaria’nın sıralamamda Rytas’ın gerisinde kalmasının nedeni  çok güçlü rakiplerle oynamamaları oldu. Aitor Garcia-Reneses’in takımı müthiş bir takım oyunu ortaya koyuyor, Dijon deplasmanı dışında tüm maçlarını rahat kazandılar ve rakiplerini 80 sayının altında tuttular, takımın en fazla asist yapan oyuncusu Bellas dışında üçten fazla maça ilk beşte çıkan oyuncu yok. Baez-Newley-Kuric-Summers-Kendall-Oliver-Tavares-Urtasun takımın önemli isimleri, derinlikli bir kadroları var, Newley formda olmasa da Kuric 17/27 üçlük atıyor ve Summers-Oliver dışarıdan önemli katkı sağlıyorlar, Tavares fizik avantajıyla pota altında büyük fark yaratıyor.



2- Lietuvos Rytas: Dört maçı da çift haneli farklarla kazanan Rytas, Asesoft deplasmanında ise ağır bir mağlubiyet aldı. Yaş ortalaması düşük ve Kavaliauskas dışında ciddi bir uzunları yok, oyunu kısalar üzerinden oynuyorlar, kadroda üç Amerikalı var ama takımın sorumluluğu genç Litvanyalılar’da. Orelik 16s-5r-2a ortalamalarıyla bir numaralı yıldız, Juskevicius yüksek formunu sürdürüyor; tecrübeliler Gecevicius-Lukauskis’ten sonra Travis Leslie geliyor.



1-      Lokomotiv Kuban: İlk bölümün tartışmasız en iyi takımı. Grupları kolay olabilir ama beklenenin üstünde bir fark yarattıkları da yadsınamaz bir gerçek. Kalnietis yokken Delaney de iki maç kaçırdı ama takım durmadı. En etkili iki oyuncu NBA patentliler Derrick Brown ve Anthony Randolph oldular. Kısalar; Miles-Delaney-Simon-Kurbanov ve pota altında Hendrix rotasyonu tamamlıyorlar. Delaney’nin yokluğu da telafi edildi ama Brown/Randolph’tan biri sakatlanırsa işleri zora girebilir.




YILDIZLAR



                               Tecrübeli Yıldızlar



5- Tyrese Rice: Euroleague şampiyonu olduktan sonra Eurocup’a geçen Rice 17s-2r-5a ortalamalarıyla oynuyor, %68’le ikilik atması önemli bir başarı.


4- Juan Palacios: Karşıyaka’nın çok da uzun olmayan pivotu 18s-9r-2a ortalamalarıyla en yüksek ribaund ortalamasına sahip olan oyuncu oldu ve zayıf grupta takımını yukarıya taşıdı.


3- Walter Hodge: Zenit’te büyük fark yarattı; 18s-2r-7a ortalamalarıyla oynuyor, özellikle iç saha maçlarında mükemmel bir performansı var.


2- Derrick Brown: Kuban’da ikinci sezonunu geçiren forvet Eurocup’ta fazla süre almıyor, müthiş şut yüzdesiyle 16.6 üretiyor ve 3.8r-2.8a ortalamaları var.


1-Chris Lofton: Beşiktaş’ın skoreri 20.4 sayı ortalamasıyla turnuvanın en skoreri oldu, 2r-4a-2tç ortalamalarını da katarsak turnuvanın en başarılı oyuncusu konumunda.




                               Genç Yıldızlar



6- Gediminas Orelik: Rytas’ın ‘90lı forveti 16s-5r-2a-1tç ortalamalarına sahip.


5- Kyle Kuric: Canaria’nın genç gardı oyunun diğer alanlarında fazla etkili değil ama mükemmel bir şutör, 18/28 ikilik ve 17/27 üçlük isabetiyle maç başına 18 sayı üretiyor.


4- Bradley Wanamaker: Brose’nin gardı 14s – 3.5r – 7.5a – 3tç ortalamalarına sahip, çok yönlü oyunuyla  her takıma lazım bir oyun kurucu.


3-Erwing Walker: Dijon’un sadece 1.72 boyundaki gardı 18.4s – 3r – 5.6a ortalamalarıyla fark yarattı.


2-Brandon Triche: Roma’nın ‘91li gardı özellikle birinci ve üçüncü haftalarda çok etkiliydi, o haftalarda MVP olan Triche’nin genel istatistikleri 18.4s – 4.2r – 3.8a – 2tç



1-Darius Adams: Nancy’nin şutörü 19.4 sayı ortalamasının yanında 5.2r - 6.6a – 2tç ortalamalarıyla oynuyor, serbest atışlarda 18/19 attı, Eurocup’ta 10-5-5-2’yi geçen tek oyuncu, bu özelliğiyle Lofton’dan bile etkili olduğunu söyleyebiliriz.













sahinarif88@hotmail.com

twitter: @arifsahin1

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder